Gözyaşı kanalının tıkanması,gözyaşı kanallarının ve gözyaşı bezi tarafından yayılan sıvının emilerek gözyaşı kesesine geçmesi ve sonra da gözyaşı kanalı ile burun boşluğuna akması ile meydana gelir. Gözyaşı kanalında herhangi bir sebeple tıkanıklı oluşması durumunda, gözyaşı gözde birikir ve göz kapaklarından yanağa doğru akar. Bu durum ise gözyaşı kanalı yollarında ciddi enfeksiyonlara yol açarak gözde kızarıklık, ağrı, çapaklanma, kızarma ve şişme gibi sorunları beraberinde getirir. Gözyaşı kanalının tıkanık olmasının belirtileri ise gözyaşının sürekli olarak dışarı akması, kesede şişlik, aşırı sulanma, burun köklerinde şişlik, burun köküne baskı uygulamakla beraber göze iltihap gelmesi, iltihaplanmalara bağlı kızarıklık ve gözde sık sık çapaklanma oluşmasıdır. Ayrıca gözyaşı kanalları tıkanan hastada, tıkanıklık doğuştan olabileceği gibi travma ve burun ameliyatları sonucuna bağlı olarak da meydana gelir. Hastanın ilk önce gözleri sulanmaya başlar. Gözyaşının sulanması ise kesede bulunan nazolakrimal ‘in buruna ileten kanallarında tıkanıklık olmasıdır.
Bu tıkanıklığı açmak için ise yapılan ameliyatlara DSR ya da daktriosistorinostomi denilmektedir. Gözün sulanmasına sebep olan nedenler ise, alerjik ya da mikrobik reaksiyonlar, gözdeki kuruluk sonucu irritasyona bağlı sulanma, kızarıklık , göz kapaklarında oluşan gevşeklik, göz kapakların içe veya dışarıya doğru dönmesine bağlı akıntılar, göz yaşı yollarında darlık ve tıkanıklık oluşması diye sıralanabilir. Her yaşta görülmesi mümkün olan bu rahatsızlığa özellikle yeni doğan bebeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda daha sık rastlanılmaktadır. Yeni doğan bebeklerde görülmesi doğuşsal, erişkinlerde görülmesi ise edinsel olarak adlandırılır.
Gözyaşı kanal tıkanıklığı tedavisi ise açık ameliyat yöntemi ile uygulanan klasik bir ameliyattır. Fakat gelişen teknolojinin tıbba kazandırdığı yeni yöntem ile endoskoplar internal yani kapalı ameliyat olarak da yeni bir yöntem sunmuştur. Bu ameliyat ile yapılan tedavi de cilt kesesi yapılmadığı için dış kısımlarda ameliyat izi olmaz, hasta ameliyat olduğu günün akşamı evine gidebilir, gözyaşı kesesinin pompa fonksiyonuna herhangi bir zarar gelmez. Bunun yanı sıra kanama riski daha azdır, hasta daha hızlı bir iyileşme süreci yaşar ve her türlü riski çok daha az olmasına karşı avantajları yüksektir. Her iki ameliyatın da başarı oranı oldukça yüksektir. Ameliyat hangi yöntemle yapılırsa yapılsın göz yaşı kesesi ile burun zarının ortasında bulunan kemik çıkarılır ve kese burun boşluğunu birleştirir. Çıkarılan bu kemik parçası çok küçük mm sahip olduğu için yüzde herhangi bir potluk oluşturmaz hatta dışarıdan dahi belli olmaz. Operasyon sonrasında yüzde hafif hafif morluklar ve şişlikler oluşabilir. Kimi zaman ise ağrı hissedilebilir. Bu durum ise uzman hekimin verdiği ağrı kesiciler ile azıltılabilir, şişlik ve morluklar için ise topikal antibiyotikler kullanılır. Dikişler 1 – 2 hafta sonra alınır ve hasta normal yaşamına devam edebilir.